sanat anlatıcısı

Duygulanımlar Üzerine

D
“Görlük”

Şunu gerçekten de merak ediyorum ne zaman kör olduk biz. Nicedir etrafımıza boş boş bakar ya da baktığımızı ve bunun yanında da gördüğümüzü iddia eder olduk. Uzun yıllardır aklımı yorduğum bir konudur görmek ve körlük. Bu tam olarak bilişsel bir durum. Herkesin görmeyi bildiğini iddia ettiği halde içinde kaybolduğu bir süt denizi[1] hatta. Aristocu bir bakışla düşünecek olursam bir duyumun yokluğu o duyuma dair bir evrenin yokluğu gibi geliyor. Böyle yoksunluklar içinde yolu bulmaya çabalayan, sürekli birilerine çarpan, sendeleyen hatta tökezleyen, acınası bir hayvana dönüşüveriyor insan gözümde, izliyorum.

“Görme yetisini kaybeden bir hayvandan daha üzücü (trajik değil, üzücü) pek az şey biliyorum. İnsanlardan farklı olarak, hayvanlara dünyayı tarif etmelerine yarayacak bir dil kalmaz. Tanıdık bir arazideyse, kör hayvan burnuyla yolunu bulabilir. Ama artık varolan elinden alınmıştır ve bu yoksunlaşmayla birlikte yokolmaya başlar, artık yalnızca uyuklar, belki de bir zamanlar varolan bir rüyayı arıyordur”.[2]

Güç ve Anafilaksi / Uyku, 30x90 cm, 2015, Niğde
Güç ve Anafilaksi / Uyku, 30×90 cm, 2015, Niğde

Berger’in de dediği üzere bir bireyin dünyayı algılama yetisinin elinden alınması çok üzücü (Berger’in aksine belki de trajik) bir durumdur. Muhtemelen bu durumun üzüntüsü, dünyanın eskisi gibi algılanamayacak olmasından ya da gelecekteki her bir şeyin şimdiden kaçırılmış olmasındandır. Aslında nedeninin de bir önemi yoktur artık. Giden gitmiş, kaybedilen kaybedilmiştir. Geride sadece uyuklayan bir hayvan kalmış, kendini geçmişin izlerinde arıyordur bir ihtimal, belki de şimdiden tüm umutları tükenmiştir.

Çevremizle ilişkilerimiz ne kadar azalırsa umudumuz da o denli azalıyor sanırım. Yani, umutların tükenmesi, bilincimizin eksik kaldığını ya da eksik bırakıldığını gösteriyor. Giderek sadece uyuklayan bir hayvana dönüşüyoruz. Sessizlik suskunluğa dönüşüyor, yavaşça bir hiçlik denizine doğru açılıyoruz. Sonunda “birey” olmayı da unutuyoruz.

Duygulanımlar üzerine düşüncelerim devam edecek…


[1] Jose Saramago, Körlük, çev. Aykut Derman (İstanbul: Can, 2010).
[2] John Berger, Görünüre dair küçük bir teoriye doğru adımlar (İstanbul: Metis Yayınları, 2009).

sanat anlatıcısı

ANLATI TÜRÜ

ÖNE ÇIKAN ANLATILAR

YILLIK

Tag Cloud

İbrahim Yıldız

1984 yılında Gaziantep’te doğdu. 2002’de ilköğretim ve orta öğretimi bu ilde tamamladı. 2008 yılında Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim Öğretmenliği Resim Ana Sanat Programında, lisans öğrenimini, 2013 yılında ise aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim-İş Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans öğrenimini tamamladı. 2020 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Ana Sanat Dalı Sanatta Yeterlik Programını tamamlayarak Dr. ünvanı aldı.